Pusula Nedir?
Pusula (İtalyanca kökenli Bussola), yön gösteren, mevki bulmaya yardım eden mıknatıslı veya cayro ile çalışan seyir aleti, ya da ortasında bir mil üzerinde serbestçe duran ve uçları yerin manyetik kutuplarına yönelerek kuzey doğrultusunu anlamaya yarayan mıknatıslanmış bir iğne yerleştirilmiş, manyetik olmayan bir maddeden yapılmış kutu olarak da tanımlanabilir.
Pusulanın Tarihçesi
Pusula, yön bulmada kullanılan araca verilen addır. Temelde bir iğne ve mıknatıstan oluşmaktadır. Pusula kelimesinin kökeni incelendiğinde, İtalyanca “bussola” kelimesinden türetildiği görülür.
Pusulayı ilk icat edenlerin Çinliler olduğu bilinse de kökeninin Normanlar’a ait olduğu da söylenmektedir. Ancak yine de pusulayı keşfeden uygarlık, 1000‘li senelerin başında yaptıkları bu keşifleriyle Çinliler olarak kabul edilir. Pusulanın mıknatıs ve iğneden oluştuğunu söylemiştik. Çinli denizciler mıknatıs taşını metal bir çöple su üzerine bıraktıklarında metalin kuzey yıldızını gösterdiğini keşfetmişler, böylelikle ilk pusulayı icat etmişlerdir.
Fransa’da pusuladan ilk kez 1200, İngiltere’de 1207, İzlanda’da ise 1269 senelerinde bahsedilir.
İlkel prototipin üzerinde yaptığı çalışmalarla Pierre de Maricourt literatürde yerini almıştır. Maricourt ilkel haldeki pusulayı geliştirmiştir.
Pusula Çeşitleri
Kerteriz (açıklık) pusulası:
Kerteriz, herhangi bir cismin yönü ile esas alınan yön arasındaki açıya deniyor. Bu tip pusulalar, Manyetik güney açısını belirlemek için herhangi bir gök cismini kullanıyor.
Asma pusula:
Gemilerin seyir kamaraları ile süvari ve ikinci kaptan kamaralarının kemerlerine baş aşağı olarak asılan bu özel pusula, süvari ve ikinci kaptanın dinlenirken gemi rotasını kontrol etmesini sağlıyor.
Elektromanyetik pusula:
Hareketli donanımı bir eksen çevresinde dönen ve aygıttan bağımsız bir manyetik alanın etkisindeki bir mıknatıstan oluşan bu pusulalar, genellikle uçaklarda kullanılıyor.
Sıvılı pusula:
Pusula salımını en aza indirmek için, içerisinde su ve alkol karışımı bir sıvı olan kaba yerleştirilmiş pusula tipidir. İki büyük mıknatıstan oluşan bu tip pusulalar, sürtünmeyi en aza indirerek daha doğru bir sonuç ortaya çıkmasını sağlıyor.
Pusulanın Çalışma Prensibi
Yeryüzünü; bir ucu kuzeye, diğer ucu güneye uzanan devasa bir mıknatıs gibi düşünelim. İşte bu dev mıknatıs, pusula sayesinde doğru yönü bulmamızı sağlıyor.
Aslında pusulanın tek çalışma prensibinin, Dünya’nın manyetik alanı olduğunu söyleyebiliriz. Serbestçe hareket edebilecek şekilde, pusulanın merkezine yerleştirilen iğne, serbest kaldığında her zaman Dünya’nın kuzey kutbuna doğru yöneliyor.
Peki Pusula Kuzeyi Nasıl Biliyor?
Dünya’nın bir coğrafi, bir de manyetik kutbu var. coğrafi kuzey ve güney kutupları Dünya’nın dönüş ekseninin iki ucunda yer alıyor. Manyetik kutuplar ise sabit bir nokta değil. Coğrafi kutuplara olan uzaklıkları birkaç bin kilometre olabiliyor. Dünya’nın manyetik alanı gezegenin dönmesi ve çekirdeğindeki sıvı demirin çalkalanması ile ortaya çıkıyor. Bu yüzden de sabit değil. Sıvının hızı ve hareketine bağlı olarak değişiyor.
Pusula iğneleri Dünya’nın manyetik alanına göre ayarlı. Pusulayı çıkarıp sabit bir yere koyarsanız, iğne bir süre sonra oradaki manyetik alan çizgisine paralel olarak sabit kalıyor. Dünya’nın manyetik alanı güney kutbundan kuzey kutbuna düz bir çizgi halinde gitmiyor.
Manyetik güney kutbuna yaklaştıkça alan çizgileri bükülüp kutbun içine doğru dönüyor, yani Dünya’nın yüzeyine dik olarak uzanmaya başlıyor. Pusulanın kutuplara yakın yerlerde bozulması, düz değil dikey olarak Dünya’nın içine doğru yönlenmek istemesinden kaynaklanıyor.
Yani kısaca şöyle de diyebiliriz: Bir eksen üzerinde dönen iğnesi olan bir pusula yerine iğnesi üç boyutta serbestçe hareket edebilen bir pusulanız olsaydı, güney kutbuna eriştiğinizde iğnesi dik olarak yeri gösterecekti. Aynı şey, kuzey kutbu için de geçerli. Kutup kaşifleri bu problemi bildikleri için kutuplarda yollarını bulmak için yıldızları veya güneşi kullandılar. Günümüzde ise bu işi GPS uyduları bizim için yapıyor. Pusulaların en net çalıştığı yer Ekvator. Çünkü ekvatorda manyetik alan çizgileri Dünya yüzeyine tam paralel olarak uzanıyor.
Demek ki basit bir düzenek sandığımız pusulanın yapısı çok da basit değilmiş.